Bir önceki marka hikayeleri serisi yazımda, Godiva markasının hikayesinden bahsetmiştim. Ürün satışlarında hikayenin etkisi bu kadar önemliyken, bu seriye hikayesiyle ilham veren Nike markası ile devam ediyorum. Perde arkasında zorlu bir mücadelenin, kararlılığın ve bitmeyen azmin sonucunda başarının olduğu bu marka hikayesini yakından inceleyelim.
Marka Nasıl Kuruldu?
Markanın 2 kurucusundan biri olan ve aynı zamanda markanın kahramanı diyebileceğimiz Phil Knight Stanford Üniversitesinde öğrenci olduğu dönemde, koşu ile ilgileniyordu. Aynı zamanda markanın diğer kurucusu, parkur ve saha antrenörü olan Bill Bowerman tarafından eğitilmiş bir orta mesafe koşucusuydu. Koşunun onun hayatının önemli bir parçası olduğunu belirtiyor ve ayakkabı pazarının gelişmeye çok açık olduğuna inanıyor. Piyasadakilerin aksine daha iyi ayakkabılar üreterek sektörde önemli bir yere gelineceği düşüncesiyle 1 senelik Dünya turuna çıkmaya karar veriyor. Bu turda kendini, amaçlarını, beklentilerini keşfediyor aynı zamanda da Asya kıtasındaki fabrikaları ve olanakları araştırıyor.
Koşucuların daha rahat koşabilmeleri için rahat ayakkabılar üretmek amacıyla çıktığı bu yolculukta, bir süre Japon markası Onitsuka’nın ABD doğu eyaletleri distribütörlüğünü yaptı. Bu zamanda ona marka tarafından şirketinin ismi soruldu. Henüz bir şirketi olmamasına rağmen aklına gelen ilk isim olan Blue Ribbon Sports’ u söyledi. Daha sonra markadan ayakkabı siparişi verdi fakat ödeyecek parası yoktu. Babasını arayarak ayakkabılar karşılığında 50 dolar ödemesini rica etti. Ayakkabılar ABD’ye geldiği zaman, ayakkabılar hakkındaki düşüncelerini çok önemsediği eski antrenörü Bill Bowerman’a gönderdi. Bowerman ayakkabıları inceledikten sonra çok beğendi ama bununla yetinmedi. Ona katılmakla daha çok ilgilendi ve öğrencisine ortaklık teklif etti. Böylece Knight %51, Bowerman %49 pay sahibi olarak ortak olmaya karar verdiler. Bu pay dağılımına göre büyük oranda sorumluluk Phil Knight’ın olmaya devam edecekti.
Ortak olduktan sonra evde bir ayakkabı atölyesi kurdular. Bowerman deneyimlerinden dolayı bir atletin nasıl bir ayakkabıya ihtiyacı olduğunu bildiği için, ürün gelişimi konusuna odaklandı. Knight ise distribütörü olduğu ayakkabıları satmaya çalıştı. Bu noktada istediği ilgiyi göremedi ve sahaya inmeye karar verdi. Arabasıyla atletizm sahalarına, müsabakalarına gitmeye başladı. Bu çok doğru bir karardı çünkü bu durum işlerini açtı ve siparişler zor yetişmeye başladı. Bu doğrultuda Nike üretimine Japonya’da başlıyor. Sırasıyla Tayvan, Güney Kore, Porto Riko, İngiltere, İrlanda, Vietnam ve Çin’deki fabrikalarla çalışıyorlar veya fabrikaları satın alıyorlar.
Logo Ne Anlama Geliyordu?
Yunan mitolojisinde Nike, Kanatlı Zafer Tanrıçasıdır. Logo, hızın, hareketin, gücün ve motivasyonun sesini simgeleyen tanrıça kanadı “swoosh” dan türetildi. Logo Phil Knight’ın yarı zamanlı öğretim üyeliği yaptığı Portland State Üniversitesinde tesadüfen koridorda çizimlerini gördüğü bir öğrenci tarafından tasarlandı. Ürün logosu ve ayakkabı kutularında turuncu renk kullanması da bu rengin, göz alıcı ve dikkat çekici olması.
Markanın İlk Ayakkabısının Çıkışı Nasıl Oldu?
Ürün geliştirme konusunda Nike’ın en önemli kişilerinden biri Bowerman oldu. Bir sabah eşinin waffle yaptığı sırada, Bowerman’ın aklına ilginç bir fikir geldi. Izgaradan esinlenerek, Nike için bir taban üretti. Bu üretim o dönem Nike için çok önemli bir yenilikti. 1979 yılında da çok önemli bir yeniliğe daha imza atarak Nike Air ile ayakkabılara yeni bir soluk getirdiler. Bu yenilikler koşucuların performansını arttırarak ayakkabı sektöründe çığır açtı.
Başarı Hikayesindeki Önemli Noktalar Neler Oldu?
Başarılı olmasında en önemli etken, yönetim kurulunun aile gibi olmasıdır. Birlikte ego savaşına girmeden aile gibi çalışmaları beraberinde birlik ve bütünlüğü getirdi.
Uzun bir süre para kazanmaları dursa da yine de pes etmeden, işlere sıkıca bağlanarak, sürekli gelişime odaklandılar.
Ürettikleri ayakkabıları ilk olarak, Phil Knight yaptığı koşularda deniyordu. Bu şekilde ilk elden inceleyerek, müşterilerin ihtiyaçlarını daha iyi anlamış oluyordu.
Mükemmel bir reklam ve pazarlama stratejisi izliyorlardı. Pazarlama stratejilerinin başında potansiyel alıcılar ile marka arasında duygusal bağ kurmak geliyordu.
Yeni teknolojileri yakından takip etmesi ve hatta ilk Nike’ın piyasaya sürmeyi başarması da, markanın inanılmaz başarısının nedenlerinden birisi.