Yüzme Camiasının Kelebek Çocuğu: EMİR NEPHAN
Türkiye Yüzme Milli Takımına ve Sporcu Eğitim Merkezi’ne (SEM)
bağlı olarak yüzen milli yüzücü Emir Nephan, lisans.io’un
sorularını yanıtladı.
Yüzme sporuna annesinin yönlendirmesi ile 5 yaşında başladığını belirten
kelebek lakaplı milli yüzücü, “Başta bu spora hiç istemeyerek başladım. Zamanla
yüzmeye devam ettikçe bu sporu ne kadar severek yaptığımı fark ettim. Son 5
yıldır da zaten işin profesyonel kısmındayım. Yüzme sporu hayatıma fazlasıyla
renk kattı diyebilirim” ifadelerini kullandı.
Biraz seni tanıyabilir miyiz, Emir Nephan kimdir?
15 yaşındayım. İlkokul ve ortaokul eğitimimi Gelecek Koleji’nde tamamladım.
Şimdi ise İçel Anadolu Lisesi’nde 11.sınıftayım. Eğitimimden ayrı profesyonel
olarak yüzme sporuyla ilgileniyorum. Türkiye Yüzme Milli Takımına ve SEM’e
bağlı olarak yüzüyorum.
Yüzmeye başlamaya kaç yaşında ve nasıl karar verdin?
Küçükken çok hareketli bir çocuktum. Annem de beni enerjimi atmam için hiç
istemediğim halde 5 yaşında yüzmeye yazdırdı. Zamanla yüzerken bu spora
alıştığımı ve çok sevdiğimi fark ettim. Daha sonra yüzmeyi hiç bırakmadım ve
şimdi spor hayatıma profesyonel şekilde devam ediyorum.
Ailede başka yüzücü var mı?
Evet, benden 4 yaş küçük bir kuzenim var adı Toprak. O da benim gibi yüzücü.
Peki yüzme sporu hayatını nasıl şekillendirdi, kaç yıldır bu camianın
içindensin?
10 yıldır bu camianın içindeyim. Bu sporun bana çok olumlu etkileri oldu.
Mesela bu sporda her ne kadar bireysel olarak anılsam da aslında kulübümüz
var. Orda güzel arkadaşlar edindim. Bu yaşta takım olarak hareket etmeyi
öğrendim. Aynı zamanda sağlığım açısından da çok faydasını gördüm.
Nasıl bir tempo içindesin?
Aslında çok yorucu bir tempo içindeyim. Sabah erkenden okula gidiyorum ve
okuldan döndüğüm an evde sadece yemek yemem için zamanım oluyor.
Yemeğimi yedikten sonra direkt antrenmanıma gidiyorum. Hafta sonları
antrenman saatlerimiz artıyor. Tabi bu kış antrenmanı periyodum bunun bir de
yaz periyodu var o daha yoğun geçiyor.
Bu yoğun tempo senin hayatını olumsuz etkiliyor mu?
Olumsuz etkileri de oluyor tabi ki mesela günlük hayatımda istediğim her an
rahatça gezmeye, eğlenmeye zaman ayıramayabiliyorum ama olumlu etkileri
daha fazla çünkü ben profesyonel olarak yüzdüğüm için her geçen gün
gelişmem lazım. Bu antrenmanlar sayesinde yüzerken başarılı dereceler
getirebiliyorum. Zaten yaptığınız işi sevdiğinizde olumsuz taraflarını görmemeye
başlıyorsunuz.
Beş yıldır profesyonel yüzüyorum dedin, kaç madalyan kazandın bu süreçte?
Herhalde 80-90 kadar vardır. Bir yerden sonra açıkçası saymayı bıraktım.
Bunların 40 tanesi altındır. Geri kalanında da çoğu gümüş. Bronz madalyam çok
az var.
Yurtdışında da katıldığın yarışlar oldu mu?
Evet oldu, 11 yaşımda Türkiye Olimpik Hazırlık Merkezindeydim (TOHM) orada
Alman bir antrenörümüz vardı. Adı Martin. Yurtdışındaki yarışların ortamını
görmemiz için bizi takımca Almanya’ya götürdü. İlk kez yurtdışında orada
yüzdüm. Altı yarışa katıldım üçünde 1. geri kalan üçünde 2. oldum. Almanya
yarışı çok farklı bir deneyimdi benim için. Daha sonra 14 yaşımda Bulgaristan’a
gittim. Bu yarışta da Türkiye’yi temsil eden kafilenin içindeydim.
Sen de en iz bırakan yarışın hangisiydi?
Kesinlikle Bulgaristan. Çünkü oraya ülkemi temsil etmek için gittim. Her birimiz
de ülkemizi temsil etmenin gururunu yaşıyorduk aynı zamanda. Yarışlarda da
zaten tüm milli duygularımla yüzdüm.
Sana kelebek çocuk demelerinin sebebi ne peki ?
En iyi olduğum stil kelebek. Kelebek stilinde de çok fazla derecem var o yüzden
kulübümdeki arkadaşlarım ve antrenörüm bana böyle diyor.
Son olarak pandemi döneminde yüzme havuzlarının geçici süre
kapatılmasının ardından sen ve takımın bu durumdan nasıl etkilendiniz?
Bu dönem bizi çok kötü etkiledi çünkü yüzme diğer sporlara benzemiyor
maalesef. Biz de yapılmayan bir antrenman sekiz antrenmana bedeldir. Bu
yüzden havuzlar açıldığında tempomuzu olduğundan daha fazla arttırmamız
gerekecek. Yine de bu süreçte antrenörümüzün yazıp bize gönderdiği kara
antrenmanlarını evde yaparak gücümüzü korumaya çalışıyoruz.